Kadına şiddet özellikle son günlerde TV'ler de sık sık Ahmet Kural-Sıla ikilisi ile oldukça karşımıza çıkıyor. Aslında bu ikiliyi yan yana anmam Sıla için büyük hakaret ama neyse. Bugün Zehra Çelenk'in konu ile ilgili ilginç ama bir o kadar da dikkat çekici bir yazısını okudum .Yazının önemli kısımlarını sizlerle de kendi yorumumla paylaşmak istiyorum.(yazısının linki için tık. )

Bu sıralar bir başka gündemimiz(!) olan konu ise Müslüm filmi. Müslüm baba filminin oldukça gişe yaptığını da duydum .Konumuza dönecek olursak filmde yer alan bir sahneden bahsediyor Zehra Çelenk ; Müslüm Gürses, kendisinden 20 yaş büyük, filmlerde görüp çocukluğundan beri aşık olduğu Muhterem Nur’la sarhoşken, ona attığı bir tokatla tanışıyor ve devamında özür dileyerek olayların romantizmle hararetlenmesi ile devam ediyormuş. Müslüm Gürses'in kemiklerini sızlatmak istemem ,Allah rahmet eylesin .Ama bu konuyu bize izletmeleri başka bir olay!

Çok farklı zamanlar, çok farklı olaylar...Ama sonuç aynı. Sıla ve adı lazım değil beyefendinin ilk ayrılmasında tokat yüzünden bittiğine dair haberler çıkmıştı. Açıkçası bu olanlardan sonra ben bunun da doğruluğunu sorgularım. Sıla'nın affettiğini düşünüp, tekrar bir şans verdiğini düşünüyorum. Ama suçlu Sıla mı!  Burada filmlere bağlı kalıyoruz. Neden mi? Çünkü kadınlar hep affeder ,ikinci bir şansı verir mantığından. Neden mi ? Biz çok duygusal varlıklarız çünkü.

Değiliz arkadaşlar! Kadınlar! Kadınlar affetmez!Affetmemeli.Bir ana figürünü soğukkanlılıkla üstlenen kadınlar ,bir dayaktan bir şey olmaz deyip filmlerde konu olarak salya sümük ağlatan , beynimize yerleştirilen bir imaj olarak yerleştiriliyorsa ben böyle "Kadına Şiddete Hayır" sloganları atmanıza inanmam. Zehra Çelenk'in yazısında en dikkat çekici söz ise şu ; "Bence kendimizi korumanın yollarını öğrenmek, bir büyük aşk hikâyesine yerleşmekten daha hayati. " 

Kurban suçludur mantığından kurtulup ,asıl suçluyu karşımıza almalıyız. Sıla kurbandı ve bir çok kadın. Onlar o erkekle aynı paylaştılar, onlar öpüştüler, aynı yatağa girdiler diye kimse namus sorgulayıp bu şiddet olayını haklı çıkaramaz. Erkeğin tehditlerine boyun eğerek kaç kadın belki de şikayetlerini geri çekti , vefat etti.

Umarım medya da bu gösterdikleri ilgiyi doğru yönde kullanıp, halka doğru dürüst şeyler gösterirler. Müslüm baba, Ahmet kural ayrımı yapmadan, şiddeti yapanı bizlere mağdur olarak servis etmeden. Konuyla ilgili o kadar konuşulacak şey var ama yazdıkça daha çok hiddetleniyorum.
Şimdilik mutlu kalın,
Sevgiyle kalın.