Korkusuz Adam Artık Yok !

by - 13:44

Bir zamanlar "korkusuz bir adam" vardı.O adam Dünya'ya sanki birilerini korumak,birşeyleri düzene oturtmak için gelmişti.Her gün ama her gün dünyaya çocuksu ruhuyla uyanır , neşesiyle bizleri mutluluktan uçururdu.Biz mutsuz olduğumuzda bizi neşelendirmek için elinden geleni yapardı."Korkusuz adam"ın birde karısı var.Karısıyla her gün her birlikte yediğimiz yemekte kavga ederlerdi.Her gün,eksiksiz.Ama kavga dediysem öyle patırtılı kütürtülü birşey değil.Tatlı,şeker mi şeker bir kavga.O kadar içten ki izlerken gülmekten yerlere yatarsınız.Buldukları en küçük bahaneye de kavga ederlerdi.Ama sonradan biz anlamadan barışırlardı.
Hatırlarım, yoldan bir pazarcı geçiyordu bir gün.Elinde tezgah ,domates satıyor.Korkusuz adam tarlada.Ağaçla uğraşıyor.Geçen adama sordu "Korkusuz adam" . Ne sordu dersiniz?
Ağaçtan 3 tane incir kopardı yoldan geçen tezgahtarın eline tutuşturdu.Sıcaktan bunalmışsındır diye dedi adama,hem canında çeker. Sırf canı çekmiştir dalda diye adama kalktı verdi hemen incirleri.Ben böyle iyi bir adam tanımadım cidden.
En son bayramımızı hatırlarım sonra.Bayram sabahı saat 6:00 civarları.Daha güneş yeni yeni doğuyordu,horozlar ötüyordu.Bir ses duydum başımda.Bağıran bir ses;
-Tuanaaaaaa,Tuanaaaaa.Bayram geldi yaaa.Bayram geldi yaaa.
Ben bir hışımla kalktım tabi.Annemler çoktan kahvaltı hazırlamaya başlamış. Babamlar da namaza gidiyorlardı.En son bayramımız oldu bu da bizim zaten.En son hep birlikte kahvaltımız.
Hep derler ya iyi insanları Allah çabucak yanında istermiş diye.Öyle gerçekten. " Korkusuz adam" her gün eksiksiz namazını kılardı.Zaten inancı sonsuzdu.İçi huzursuz olsa , Kuran okurdu mesela.Peşinden bir neşe bir neşe. Uzun sakalları vardı,hep gül gibi kokardı.En sevdiği kokuydu zaten gül kokusu.Her onu öptüğümde yüzüme sürterdi sakallarını.Benimde en nefret ettiğim şeydir bu.Ama şimdi diyorum keşke olsa da yapsa.Öperken arada salyalı öperdi,yani yalandan yere yapardı öyle bilirdim.Sonra kahkaha atmaya başlardı. Bense banyoya koşar,yüzümü yıkar dururdum.O arada çığlık çığlığa olurdum tabi.
Olayı öğrendiğimde perşembe günü yani banyodan çıkmıştım. Bir baktım babam arıyor.Açtım,babamın sesi çok telaşlı. Ne oldu baba dememe kalmadan babam ;
-Çabuk buraya geliyorsun kızım.Sevgi teyzenler seni almaya gelicek 5 dakikaya.Aşağıya in çabucak. "Korkusuz adam" ı hastaneye kaldırdık.Durumu çok kritik. 
dedi ve telefonu kapattım.Hemen saçımı bile kurutmadan ,çantamı alıp aşağıya indim.2 saat boyunca Sevgi teyzelerin gelip beni almasını bekledim. Ağlamaktan soğuğu pek hissetmedim.Arabaya girdiğimde sıcağı hissettiğimde farkettim,üşüdüğümü. Arabada Sevgi teyzeler o kadar neşeliydiler ki,bir şey olmadı zannettim. Annemi defalarca aradım,ama yüzüme kapattı.Yolun ortasında onunla konuştum.Bana köye gel dedi sadece.O zaman dedim ki, Tuana ağlama sakin ol.Ama anlamıştım.Neden insan köyde olurdu ki?Neden ? Neden hastanede değildi?Neden? Yol boyunca durduraksız ağladım.Ama içimde rahatlıyordu arada çünkü Sevgi teyzeler gayet iyiydi.Neşeliydi.Dedim ki içimden hastaneden çıkmıştır bence belki de ondan köye geçmiştir diye düşündüm.Köye vardık.5 saatlik yolculuk benim için sanki 2-3 sene gibi geldi. Saatler geçmek bilmedi. Köye vardığımızda binlerce araba evin önünde.Ağlamaya başladım,merdivenleri nasıl tırmandığımı hatırlamıyorum.Kollarımı anneme doladım ve dakikalarca ağladım. Sonra insanları takip ettim ve onu gördüm. Yeşil bir tabut içinde sessizce yatıyordu.Kımıldamıyordu.Tabutun önünde "Korkusuz Adam"ın karısı vardı,ağlamaktaydı. Odaya giremedim biraz.Sonra ona sarıldım,yine dakikalarca ağladım.Ama artık o yoktu Ne laf söylesem,ne söz söylesem hiç bir faydası yoktu. Sadece durdum ve ağladım.Evde günlerce ağıtlar yakıldı,günlerce ağlanıldı.Cenaze kalkacağı zaman kız kardeşimle dakikalarca bağıra bağıra ağladık.Sonra ,sonrası yok.O da yok..
Babamla konuştuğumuzda bana son kez benden bahsedişlerinden söz etti.Son kez..
Beni ve üniversitemi sormuş..Sonra namazlarımı kılıp kılmadığımı sormuş.Babamda kılmaya çalışıyor demiş.Doğrusu sürekli nefsime yenik düşerim bu konuda,erinirim filan.Ama artık yemin ettim,kendi kendime söz verdim.Hiç kaçırmicam namazlarımı.Hiç.Bu da korkusuz adamdan bana kalan..
Nasıl öldüğünü anlatmadım size..Gizli şekeri vardı "Korkusuz adam"ın .O gün köyde öğle vakitleri,yemek yedikten sonra namazını kılmış.Sonra karısına üzüm toplamaya gitsem mi diye sormuş.Ama karısı hayır oraya çıkarsan seni gebertirim demiş.Sonrada "korkusuz adam" tamam o zaman ben dışarda oyalanırım biraz demiş. Dışarı gitmiş saat akşam 16:30 civarları.Saat 18:00 civarları,hava kararmaya başladığında  karısı merak etmiş.Dışarıya çıkmış bağırmaya başlamış.Ama ses seda yok.Sonra bahçeye girmiş,dik yamacıda indikten sonra üzüm ağacını görmüş,budanmış. Orda yokmuş adam,daha sonra öbür üzüm ağacının oraya inmiş.  Orda bakmış iskele dayanmış ağaca.Yukarıya bakmış yok.Nerdesin demeye kalmadan,ayağının dibinde görmüş onu."Korkusuz adam" bizlere,ailesine meyve yedirmek için kendi yiyemediği halde toplamaya çıkmış.Ama iskelenin üst kısmında şekeri çıkmış ve başının üstüne ağaçtan düşmüş.Boynu kırılmış.Ve ölmüş.Ve imamın söylediğine göre şehit olmuş..Boynu kırılan veya başkaları için birşey yaparken ölen insan şehit olurmuş.
Ve o artık aramızda yok..
Bu hikayenin baş kahramanı kim mi?
Bu korkusuz kahraman?
Benim canım "Dedem"
Allah mekanını cennet etsin.

Bunlarda İlgini Çekebilir

9 kişi dedi ki

Bumerang - Yazarkafe
Bumerang - Yazarkafe